Dar�lf�n�n �l�hiyat Fak�ltesi
tarihi kel�m m�derrisi Mehemmed �erefeddin Efendinin 1925-1341 senesinde
Evkaf� �sl�miye Matbaas�nda bas�lan �Simavne Kad�s� o�lu Bedreddin� isimli
risalesini okuyordum. Risalenin altm�� be�inci sayfas�na gelmi�tim. Cenevizlilere
s�rk�tip olarak hizmet eden Dukas, tarihi kel�m m�derrisinin bu altm��
be�inci sayfas�nda diyordu ki:
�O zamanlarda �yonyen
k�rfezi medhalinde k�in ve avam lisan�nda Stilaryum - Karaburun tesmiye
edilen da�l�k bir memlekette �di bir T�rk k�yl�s� meydana ��kt�. Stilaryum
Sak�z adas� kar��s�nda k�indir. Mezk�r k�yl� T�rklere vaiz ve nesayihte
bulunuyor ve kad�nlar m�stesna olmak �zere erzak, melb�sat, meva�i ve ar�zi
gibi �eylerin k�ffesinin umumun m�li m��tereki addedilmesini tavsiye ediyor
idi.�
Stilaryumdaki �di T�rk
k�yl�s�s�n va�z ve nasihatlar�n� bu kadar vuzuhla anlatan Cenevizlilerin
s�rk�tibi, siyah kadife elbisesi, sivri sakal�, sar� uzun merasimli y�z�yle
g�z�m�n �n�ne geldi. Simavne Kad�s� o�lu Bedreddinin en b�y�k m�ridine,
B�rkl�ce Mustafaya ��di� demesi, her iki manas�nda da, beni g�ld�rd�. Sonra
birdenbire risalenin m�ellifi Mehemmed �erefeddin Efendiyi d���nd�m. Risalesinde
Bedreddinin gayesinden bahsederken, �Erzak, mev��i ve ar�zi gibi �eylerin
umum� mali m��terek addedilmesini tavsiye eden B�rkl�cenin kad�nlar� bundan
istisna etmesi bizce efk�r� umumiyyeye kar�� ihtiyar etmi� oldu�u bir takiyye
ve tesett�rd�r. Zira vahdeti mevc�da kail olan �eyhinin Mustafaya bunu
istisna ettirecek bir dersi hususiyet vermedi�i muhakkakt�r,� diyen
bu tarihi kel�m m�derrisini as�rlar�n �st�ne remil at�p insanlar�n zamirini
ke�fetmekte yedi tul� sahibi buldum. Ve Marksla Engelsten iki c�mle geldi
akl�ma: �Burjuva i�in kar�s� alel�de bir istihsal �letidir. Burjuvazi,
istihsal �letlerinin i�timaile�tirilece�ini duyunca tabiatiyle bundan i�timaile�tirilmenin
kad�nlara da te�mil edilece�i neticesini ��kar�yor.�
Burjuvazinin modern amele
sosyalizmi i�in d���nd���n�, Dar�lf�n�n �l�hiyat Fak�ltesi m�derrisi de
Bedreddinin kurunu v�sta� k�yl� sosyalizmi i�in neden d���nmesin? �l�hiyat
bak�m�ndan kad�n mal de�il midir?
Risaleyi kapad�m. G�zlerim
yan�yordu amma uykum yoktu. Ba�ucumdaki �iviye as�l� �imendifer marka saata
bakt�m. �kiye geliyor. Bir c�gara. Bir c�gara daha. Ko�u�un s�cak, durgun,
a��r kokulu bir su birikintisine benziyen havas�nda dola�an sesleri dinliyorum.
Benden ba�ka yirmi sekiz insan� ve terli �imentosuyla ko�u� uyuyor. Kulelerdeki
jandarmalar yine bu gece d�d�klerini daha s�k, daha keskin �tt�r�yorlard�.
Bu d�d�k sesleri ne zaman b�yle deli bir sirayetle, belki de hi� sebepsiz,
tela�lansalar ben kendimi karanl�k bir gece batan bir gemide san�r�m.
�st�m�zdeki ko�u�tan
idaml�k e�k�yalar�n zincir sesleri geliyordu. Evraklar� temyizde. Ya�murlu
bir ak�am karar� giyip d�nd�klerinden beri hep b�yle sabahlara kadar demirlerini
�ak�rdat�p dola��yorlar.
G�nd�zleri arka avluya
��kar�ld���m�z vakit ka� defa onlar�n pencerelerine bakt�m. �� insan. �kisi
sa�daki pencerenin i�inde oturur, birisi soldaki pencerede. �lk yakalan�p
arkada�lar�n� ele veren bu tek ba��na oturanm��. En �ok c�gara i�en de
o.
��� de kollar�n� pencerelerin
demirlerine doluyorlar. Olduklar� yerden denizi, da�lar� �ok iyi g�rebildikleri
halde onlar hep a�a��ya, avluya, bize, insanlara bak�yorlar.
Seslerini hi� i�itmedim.
B�t�n hapishane i�inde bir kerre olsun t�rk� s�ylemiyen sade onlard�r.
Ve hep b�yle yaln�z geceleri konu�an zincirleri birdenbire bir sabah karanl���nda
susarsa, hapishane bilecek ki, d��ardaki �ehrin en kalabal�k meydan�nda
g���sleri yaftal� �� beyaz uzun g�mlek sallanm��t�r.
Bir aspirin olsa. Avu�lar�m�n
i�i yan�yor. Kafamda Bedreddin ve B�rkl�ce Mustafa. Kendimi biraz daha
zorl�yabilsem, ba��m b�yle g�zlerimi buland�racak kadar a�r�masa, �ok uzak
y�llar�n k�l�� �ak�rt�lar�, at ki�nemeleri, k�rba� sesleri, kad�n ve �ocuk
���l�klar� i�inde iki ���kl� �mit s�z� gibi Bedreddinle Mustafan�n y�zlerini
g�rebilece�im.
G�z�me, demin kapat�p
�imentoya b�rakt���m risale ili�ti. Yar�s� g�ne�ten solmu� vi�ne
��r��� bir kapa�� var. Kapakta, �st�nl� esreli s�l�s bir yaz�yla risalenin
ad� bir tu�ra gibi yaz�l�. Kapa��n i�inden sararm�� sayfa yapraklar�n�n
y�rt�k kenarlar� ��k�yor. Bu �l�hiyat Fak�ltesi m�derrisinin s�l�s yaz�s�ndan,
kam�� kaleminden, dividinden ve r�h�ndan Bedreddinimi kurtarmak l�z�m,
diye d���n�yorum. Akl�mda �bni Arab�ahtan, ���kpa�az�deden, Ne�riden, �drisi
Bitlisiden, Dukastan ve hatt� �erefeddin Efendiden okuya okuya ezberledi�im
sat�rlar var:
��eyh Bedreddinin
tevell�d� 770 etraf�nda olmak l�z�m gelece�ini kuvvetle tahmin etmek m�mk�nd�r.�
�Tahsilini M�s�rda
ikm�l etmi� olan �eyh Bedreddin senelerce burada kalm�� ve hi� ��phesiz
bu muhitte b�y�k bir kuvveti ilmiyeye mazhar olmu� idi.�
�M�s�rdan Edirneye
avdetinde ebeveynini burada berhayat bulmu� idi.�
�Kendisinin buraya
v�rudu peder ve validesini ziyaret maksadile olabilece�i gibi bu �ehirde
tasaltun etmi� olan Musa �elebinin daveti vak�asile olmak ihtimali de vard�r.�
��elebi Sultan Mehmet
karde�lerine galebe ile vaziyete h�kim olunca �eyh Bedreddini �znikte ikamete
memur eylemi� idi.�
��eyh burada itmam etmi� oldu�u Teshil mukaddemesinde
"...Kalbimin i�indeki ate� tutu�uyor. Ve g�nden g�ne art�yor, o surette
ki kalbim demir de olsa sel�betine ra�men eriyecek..." demektedir.�
��eyhi �znike serdiklerinde keth�das� B�rkl�ce
Mustafa Ayd�n eline vard�. Andan g��t� Karaburuna vard�.�
�Diyordu ki: "Ben senin eml�kine tasarruf
edebildi�im gibi sen de benim eml�kime ayn� suretle tasarruf edebilirsin."
K�yl� avam halk� bu nevi s�zlerle kendi taraf�na celp ve cezb ettikten
sonra h�r�stiyanlar ile dostluk tesisine �al��t�. �elebi Sultan Mehmedin
Sarohan valisi Sisman bu sahte rahibe kar�� hareket ettiyse de Stilaryumun
dar ge�itlerinden ileriye ge�me�e muvaffak olamad�.�
�Simavne kad�s� o�lu i�itti kim B�rkl�cenin
hali terakki etti, o dahi �znikten ka�t�. �sfendiyara vard�. �sfendiyardan
bir gemiye binip Eflak eline ge�ti. Andan gelip A�a�denizine girdi.
�Bu esnada m��ar�nileyhin halifesi Mustafan�n
Ayd�n elinde avazeyi huru� ve fesat ve ilhad� Sultan Mehemmed'in kula��na
v�s�l oldu. Derhal Rumiyei su�ra ve Amesye Padi�ah� olan �ehzade Sultan
Murad�n ismine h�km� h�may�n sad�r oldu ki Anadolu askerlerini cem ile
m�lhid Mustafan�n def'ine k�yam eyliye. Ve m�kemmel asker ve te�hizat ile
Ayd�n elinde an�n ba��na ine...�
�Mustafa, on bine yak�n m�fsit ve m�lhid m�ritlerinden
olan asker ile �ehzadeye m�kabeleye k�yam eylediler.�
�M�balega cenk olundu.�
�Bir �ok kan d�k�ld�kten sonra tevfiki
il�hi ile o le�keri ilhad ma�lub oldu.�
�Sa� kalanlar Ayaslu�a getirildiler. B�rkl�ceye
tatbik olunan en m�thi� i�kenceler bile onu fikri sabitinden �eviremedi.
Mustafa bir deve �zerinde �arm�ha gerildi. Kollar� yekdi�erinden ayr� olarak
bir tahta �zerine �ivilendikten sonra b�y�k bir alay ile �ehirde gezdirildi.
Kendisine sad�k kalan mahreman� Mustafan�n g�z� �n�nde katledildi. Bunlar
"Dede Sultan iri�" nidalarile m�tevekkil�ne �l�me tevdii nefs ettiler.�
�Ahir B�rkl�ceyi paralad�lar ve on vil�yeti
tefti� ettiler, gideceklerin giderdiler bey kullar�na timar verdiler. Bayezid
Pa�a yine Manisaya geldi Torlak Kemali anda buldu. An� dahi anda ast�.�
�Bu esnada A�a�denizindeki Bedreddinin hali
terakkide idi. Her taraftan bir�ok halk yan�na topland�lar. Bilumum halk�n
kendisiyle birle�mesine remak kalm�� idi. Bundan dolay� Sultan Mehemmedin
bizzat hareketi icab etti.
�Ve Bayezid Pa�an�n teklifiyle baz� kimseler
Kad� Bedreddinin silki m�tabaat�na ve m�ritli�ine dahil oldular. Ve birka�
tedbir ile orman i�inde derdest edip ba�lad�lar...
�Sirozda Sultan Mehemmede getirdiler. Acemden
hen�z gelmi� bir dani�mend var idi. Mevl�na Hayder derlerdi. Sultan Mehemmed
yan�nda olurdu. Mevl�na Hayder etti "�eran bunun katli hel�l amma mali
haramd�r."
�Andan Simavne Kad�s� o�lunu pazara iletip
bir d�kk�n �n�nde berdar ettiler. Bir nice g�nden sonra c�n�b m�ritlerinden
birka�� gelip an� andan ald�lar. �imdi dahi ol diyarda m�ritleri vard�r.�
Ba��m �atl�yacak gibi. Saate bakt�m. Durmu�.
Yukardakilerin zincir �ak�rt�lar� biraz yava�lad�. Yaln�z birisi dola��yor.
Herhalde o tek ba��na soldaki pencerede oturand�r.
��imde bir Anadolu t�rk�s� dinlemek ihtiyac�
var. Bana �yle geliyor ki, �imdi yolparac�lar ko�u�undan yine o yayla t�rk�s�n�
s�yleme�e ba�lasalar ba��m�n a�r�s� bir anda diniverecektir.
Bir c�gara daha yakt�m. E�ildim. �imentonun �st�nden
Mehemmed �erefeddin Efendinin risalesini ald�m. D��arda r�zg�r ��kt�. Penceremizin
alt�ndaki deniz, zincir ve d�d�k seslerini kapatarak homurdan�yor. Penceremizin
alt� kayal�k olacak.
Ka� defa oraya, denizle duvar�m�z�n birle�ti�i yere bakmak istedik.
Fakat imk�n� yok. Pencerenin demir �ubuklar� �ok dar. �nsan ba��n� d��ar�
��karam�yor. Ve biz burada denizi ancak ufuk halinde g�rebiliyoruz.
Benim yata��m�n yan�nda tornac� �efi�in yata��
vard�. �efik bir �eyler m�r�ldanarak uykusunda d�nd�. Kar�s�n�n g�nderdi�i
gelinlik yorgan� kayd�. �rtt�m.
�l�hiyat Fak�ltesi tarihi kel�m m�derrisinin
altm�� be�inci sayfas�n� a�t�m yine.. Cenevizlilerin s�rk�tibinden
bir iki sat�r ancak okumu�tum ki ba��m�n a�r�lar� i�inde kula��ma bir ses
geldi. Bu ses:
� G�r�lt� etmeksizin denizin dalgalar�n� a�arak
senin yan�nda bulunuyorum, diyordu.
D�nd�m. Denizin �st�ndeki pencerenin arkas�nda
birisi var. Konu�an o:
�� Cenevizlilerin s�rk�tibi Dukas�n yazd�klar�n�
unuttun mu? Sak�z adas�nda Turlut tesmiye olunan manast�rda ikamet eden
Giritli bir ke�i�ten bahsetti�ini hat�rlam�yor musun? Ben, yani B�rkl�ce
Mustafan�n "dervi�lerinden biri" bu Giritli ke�i�e de b�yle ba� a��k, ayaklar�m
��plak ve yekpare bir libasa b�r�nm�� olarak denizin dalgalar�n� a��p gelmez
miydim?�
Pencerenin demirleri d���nda hi�bir yere tutunmas�na
imk�n olmadan b�yle boylu boyunca durup bu s�zleri s�yleyene bakt�m. Ger�ekten
de dedi�i gibiydi. Yekpare libas� akt�.
�imdi, y�llarca sonra, ben bu sat�rlar� yazarken
�l�hiyat Fak�ltesi m�derrisini d���n�yorum. �erefeddin Efendi �ld� m�,
sa� m�, bilmiyorum. Fakat e�er sa�sa ve bu yazd�klar�m� okursa benim i�in:
�Gidi hain, diyecektir, hem maddiyundan oldu�unu iddia eder, hem de Giritli
ke�i� gibi, �st�ne �stl�k aradan as�rlar ge�mi� iken, B�rkl�cenin denizleri
sessizce a�an m�ridiyle konu�tu�undan dem vurur.�
Tarihi kel�m �stad�n�n bu s�zleri s�yledikten
sonra ataca�� il�hi kahkakay� da duyar gibi oluyorum.
Fakat zarar yok. Hazret kahkahas�n� atadursun.
Ben maceram� anlatay�m.
Ba��m�n a�r�s� birdenbire dindi. Yataktan ��kt�m.
Penceredekine do�ru y�r�d�m. Elimden tuttu. Benden ba�ka yirmi sekiz insan�
ve terli �imentosuyla uyuyan ko�u�u b�rakt�k. Birdenbire kendimi o bir
t�rl� g�remedi�imiz, denizle duvar�m�z�n birle�ti�i yerde, kayalar�n �st�nde
buldum. B�rkl�cenin m�ridiyle yan yana karanl�k denizin dalgalar�n� sessizce
a�arak y�llar�n arkas�na, as�rlarca geriye, sultan G�yaseddin Eb�lfeth
Mehemmed bin ibni Yezid�lkiri��i, yahut sadece �elebi Sultan Mehmet devrine
gittik.
Ve i�te size anlatmak istedi�im macera bu yolculuktur.
Bu yolculukta g�rd���m ses, renk, hareket, �ekil manzaralar�n� par�a par�a
ve �o�unu � eski bir itiyat y�z�nden �- bir �e�it uzunlu k�sal�
sat�rlar ve aras�ra kafiyelerle tesbit etme�e �al��aca��m. ��yle ki:
1.
Sedirde al ye�il, dal dal Bursa ipeklisi,
duvarda mavi bir bah�e gibi K�tahyal� �iniler,
g�m�� ibriklerde �arap,
bak�r lengerlerde k�zarm�� kuzular nar idi.
�z karde�i Musay� ok kiri�iyle bo�up
yani bir alt�n le�ende karde� kan�yla aptest alarak
�elebi Sultan Memet tahta ��km�� h�nk�r idi.
�elebi h�nk�r idi amma
�l Osman �lkesinde esen
bir k�s�rl�k ���l���, bir �l�m t�rk�s� r�zg�r idi.
K�yl�n�n g�z nuru zeamet
al�n teri timar idi.
K�r�k testiler susuz
su ba�ar�nda b�y�k buran sipahiler var idi.
Yolcu, yollarda topraks�z insan�n
ve insans�z topra��n feryad�n� duyar idi.
Ve yollar�n sonu kale kap�s�nda k�l��lar �ak�rdar
k�p�kl� atlar ki�ner iken
�ar��da her lonca kesmi� kendi pirinden �midi
tarumar idi.
Velhas�l h�nk�r idi, timar idi, r�zg�r idi,
ah�zar idi.
2.
Bu g�l �znik g�l�d�r.
Durgundur.
Karanl�kt�r.
Derindir.
Bir kuyu suyu gibi
i�indedir da�lar�n.
Bizim burada g�ller
dumanl�d�rlar.
Bal�klar�n�n eti yavan olur,
sazl�klar�ndan �s�tma gelir,
ve g�l insan�
sakal�na ak d��meden �l�r.
Bu g�l �znik g�l�d�r.
Yan�nda �znik kasabas�.
�znik kasabas�nda
k�r�k bir y�rek gibidir demircilerin �rs�.
�ocuklar a�t�r.
Kurutulmu� bal��a benzer kad�nlar�n memesi.
Ve delikanl�lar t�rk� s�ylemez.
Bu kasaba �znik kasabas�.
Bu ev esnaf mahallesinde bir ev.
Bu evde
bir ihtiyar vard�r Bedreddin ad�nda.
Boyu k���k
sakal� b�y�k
sakal� ak.
�ekik �ocuk g�zleri kurnaz
ve sar� parmaklar� saz gibi.
Bedreddin
ak bir koyun postu �st�ne
oturmu�.
Hatt� talik ile yaz�yor
�Teshil�i.
Kar��s�nda diz ��km��ler
ve kar��dan
bir da�a bakar gibi bak�yorlar ona.
Bak�yor:
Ba�� t�ra�l�
kal�n ka�l�
ince uzun boylu B�rkl�ce Mustafa.
Bak�yor:
kartal gagal� Torlak Kem�l..
Bakmaktan b�k�p usanmay�p
bakma�a doym�yarak
�znik s�rg�n� Bedreddine bak�yorlar..
3.
K�y�da ��plak ayakl� bir kad�n a�lamaktad�r.
Ve g�lde ipi kopmu�
bo� bir bal�k�� kay���
bir ku� �l�s� gibi
suyun �st�nde y�z�yor.
Gidiyor suyun g�t�rd��� yere,
gidiyor par�alanmak i�in kar�� da�lara.
�znik g�l�nde ak�am oldu.
Da� ba�lar�n�n kal�n sesli sipahileri
g�ne�in boynunu vurup
kan�n� g�le ak�tt�lar.
K�y�da ��plak ayakl� bir kad�n a�lamaktad�r,
bir sazan bal��� y�z�nden
kaleye zincirlenen bal�k��n�n kad�n�.
�znik g�l�nde ak�am oldu.
Bedreddin e�ildi suya
avu�lay�p do�ruldu.
Ve sular
parmaklar�ndan d�k�l�p
tekrar g�le d�nerken
dedi kendi kendine:
�� O �te� ki kalbimin i�indedir
tutu�mu�tur
g�nden g�ne art�yor.
D�v�lm�� demir olsa dayanmaz
buna
eriyecek y�re�im...
Ben gayr� zuhur ve huru� edece�im!
Toprak adamlar� topra�� fethe
gidece�iz.
Ve kuvveti ilmi, s�rr� tevhidi
ger�eklendirip
biz milletlerin ve mezheplerin
kanunlar�n�
ipt�l edece�iz...�
�
Ertesi g�n
g�lde kay�k par�alan�r
kalede bir ba� kesilir
k�y�da bir kad�n a�lar
ve yazarken
Simavneli �Teshil�ini
Torlak Kem�lle Mustafa
�pt�ler
�eyhlerinin elini.
Al atlar�n kolan�n� s�kt�lar.
Ve �znik kap�s�ndan
dizlerinde ��r�l��plak bir k�l��
heybelerinde el yazma bir kitapla ��kt�lar...
Kitaplar�n�n ad�:
�Varidat�d�.
4.
B�rkl�ce Mustafa ile Torlak Kem�l, Bedreddinin elini �p�p atlar�na binerek biri Ayd�n, biri Manisa taraflar�na gittikten sonra ben de rehberimle Konya ellerine do�ru yola ��kt�m ve bir g�n Haymana ovas�na ula�t���m�zda
Duyduk ki Mustafa huru� eylemi�
Ayd�n elinde Karaburunda.
Bedreddinin kel�m�n� s�ylemi�
k�yl�n�n huzurunda.
Duyduk ki; �c�mle derdinden kurtulup
piri p�k olsun diye,
on be� ya��nda bir civan teni gibi, topra��n
eti,
a�alar topyek�n k�l��tan ge�irilip
verilmi� ortaya h�nk�r beylerinin timar� zeameti.�
Duyduk ki...
Bu i�ler duyulur da durmak olur mu?
Bir sabah erken,
Haymana ovas�nda bir garip ku� �terken,
s�ska bir s���t alt�nda zeytin danesi yedik.
�Varal�m,
dedik.
G�relim,
dedik.
Yap���p
sapan�n
sap�na
�ol karde� topra��n� biz de bir yol
s�relim, dedik.�
D��t�k da�lara da�lara,
a�t�k da�lar� da�lar�...
Dostlar,
ben yolculuk etmem bir ba��ma.
Bir ikindi vakti can yolda��ma
dedim ki: geldik.
Dedim ki: bak
ba�lad� kar��m�zda bir �ocuk gibi g�lme�e
bir ad�m geride a�layan toprak.
Bak ki, incirler iri z�mr�t gibidir,
k�t�kler zor ta��yor kehribar salk�mlar�.
Saz sepetlerde oyn�yan bal�klar� g�r:
�slak derileri pul pul, ���l ���ld�r
ve k�rpe kuzu eti gibi akt�r
yumu�akt�r etleri.
Dedim ki bak,
burda insan toprak gibi, g�ne� gibi, deniz gibi
bereketli.
Burda insan gibi verimli deniz, g�ne� ve toprak..
5.
Arkam�zda h�nk�r�n ve
h�nk�r beylerinin timar ve zeametli topraklar�n� b�rak�p B�rkl�cenin diyar�na
girdi�imizde bizi ilk kar��layan �� delikanl� oldu. ��� de yan�mdaki rehberim
gibi yekp�re ak libasl�yd�lar. Birisinin k�v�rc�k, abanoz gibi siyah bir
sakal� ve ayn� renkte ihtirasl� g�zleri, kemerli b�y�k bir burnu vard�.
Vaktiyle Musan�n dinindenmi�. �imdi B�rkl�ce yi�itlerinden.
�kincisinin �enesi k�vr�k
ve burnu d�md�zd�. Sak�zl� Rum bir gemiciymi�. O da B�rkl�ce m�ritlerinden.
���nc�s� orta boylu,
geni� omuzlu. �imdi d���n�yorum da, onu, yolparac�lar ko�u�unda yatan ve
o yayla t�rk�s�n� s�yliyen H�seyine benzetiyorum. Yaln�z H�seyin Erzurumluydu.
Bu Ayd�nl�ym��.
�lk s�z� s�yliyen Ayd�nl�
oldu:
� Dost musunuz d��man
m�? dedi. Dost iseniz ho�geldiniz. D��man iseniz boynunuz k�ldan incedir.
� Dostuz, dedik.
Ve o zaman ��rendik ki,
Sarohan valisi Sisman�n ordusunu, yani topraklar� tekrar h�nk�r beylerine
vermek isteyenleri, bizimkiler Karaburunun dar, da�l�k ge�itlerinde tepelemi�lerdir.
Yine, o yolparac�lar
ko�u�unda yatan H�seyin'e benziyeni dedi ki:
� Buradan ta Karaburunun
dibindeki denize dek uzayan karde� sofram�zda bu y�l incirler b�yle ball�,
ba�aklar b�yle a��r ve zeytinler b�yle ya�l� iseler, biz onlar�, s�rma
cepken giyer haramilerin kan�yla sulad�k da ondand�r.
M�jde b�y�kt�. Rehberim:
� �yleyse tez d�nelim.
Haberi Bedreddine iletelim, dedi.
Yan�m�za Sak�zl� Rum
gemici Anastas� da al�p ve ancak e�i�ine bast���m�z karde� topra��n� b�rakarak
tekrar �l Osman o�ullar�n�n karanl���na dald�k.
Bedreddini �znikte, g�l
k�y�s�nda bulduk. Vakit sabaht�. Hava �slak ve kederliydi.
Bedreddin.
� N�bet bizimdir. Rumeline
ge�ek, dedi.
Gece �znikten ��kt�k.
Pe�imizi atl�lar koval�yordu. Karanl�k, onlarla aram�zda duvar gibiydi.
Ve bu duvar�n arkas�ndan nal seslerini duyuyorduk. Rehberim �nden gidiyor,
Bedreddinin at� benim al at�mla Anastas�nki aras�ndayd�. Biz �� anayd�k.
Bedreddin �ocu�umuz Ona bir k�t�l�k edecekler diye i�imiz titriyordu. Biz
�� �ocuktuk. Bedreddin babam�z. Karanl���n duvar� ard�ndaki nal sesleri
yakla��r gibi olduk�a Bedreddine sokuluyorduk.
G�n �����nda gizlenip,
geceleri yol alarak �sfendiyara ula�t�k. Oradan bir gemiye bindik.
6.
Bir gece bir denizde yaln�z y�ld�zlar
ve bir yelkenli vard�.
Bir gece bir denizde bir yelkenli
yapyaln�zd� y�ld�zlarla.
Y�ld�zlar say�s�zd�.
Yelkenler s�n�kt�.
Su karanl�kt�
ve g�z alabildi�ine d�md�zd�.
Sar� Anastasla Adal� Bekir
hamladayd�lar.
Ko� Salihle ben
pruvada.
Ve Bedreddin
parmaklar� sakal�na g�m�l�
dinliyordu k�reklerin ��p�rt�s�n�.
Ben:
� Ya! Bedreddin! dedim,
uyukl�yan
yelkenlerin tepesinde
y�ld�zlardan ba�ka bir �ey g�rm�yoruz.
F�s�lt�lar dola�m�yor
havalarda.
Ve denizin i�inden
g�r�lt�ler duymuyoruz.
Sade bir dilsiz, karanl�k
su,
sade onun uykusu.
Ak sakal� boyundan b�y�k k���k ihtiyar
g�ld�,
dedi:
� Sen bakma havan�n durgunlu�una
derya dedi�in uyur uyur
uyan�r.
Bir gece bir denizde yaln�z y�ld�zlar
ve bir yelkenli vard�.
Bir gece bir yelkenli ge�ip Karadenizi
gidiyordu Deliormana
A�a�denizine...
7.
Bu orman ki Deliormand�r gelip durmu�uz
demek A�a�denizinde �ad�r kurmu�uz.
�Mal�m ni�in geldik,
mal�m derdi derunumuz� diye
her daldan her k�ye bir
�ahin u�urmu�uz.
Her �ahin pe�ine y�z aslan tak�p gelmi�.
K�yl�, bey ekinini, ��rak �ar��y� yak�p
reaya zinciri b�rak�p gelmi�.
Yani Rumelinde bizden ne varsa tekmil
kol kol A�a�denizine ak�p gelmi�...
Bir k�z�lca k�yamet!
Kar��m�� birbirine
at, insan, m�zrak, demir, yaprak, deri,
g�rgenlerin dallar�, me�elerin k�kleri.
Ne b�yle bir �lem g�rm��l��� vard�r,
ne b�yle bir u�ultu duymu�lu�u var
Deliorman deli olal� beri....
8.
Anastas� Deliormanda Bedreddinin
ordug�h�nda b�rak�p ben ve rehberim Geliboluya indik. Bizden �nce buradan
denizi y�zerek ge�en olmu�. Galiba bir dild�de y�z�nden. Biz de denizi
y�zerek kar�� k�y�ya vard�k. L�kin bizi bir bal�k gibi �evik yapan �ey
bir kad�n y�z�n� ay �����nda seyretmek ihtiras� de�il, �zmir yoluyla Karaburuna,
bu sefer �eyhinden Mustafaya haber ula�t�rmak i�iydi.
�zmire yak�n bir kervansaraya
vard���m�zda, padi�ah�n on iki ya��ndaki o�lunun elinden tutan Bayezid
Pa�an�n Anadolu askerlerini toplad���n� duyduk.
�zmirde �ok oyalanmad�k.
�ehirden ��k�p Ayd�n yolunu tutmu�tuk ki bir ba� i�inde, bir ceviz a�ac�
alt�nda, bir kuyuya serinlesin diye karpuz salm�� dinlenen ve sohbet eden
d�rt �elebiye rastlad�k. Her birinin �st�nde ba�ka �e�it libas vard�. ���
kavukluydu, birisi fesli. Sel�m verdiler. Sel�m ald�k. Kavuklulardan birisi
Ne�r� imi�. Dedi ki:
� Halk� ibahet mezhebine
davet eden B�rkl�cenin �zerine Sultan Mehemmed Bayezid Pa�a'y� g�nderir.
Kavuklulardan ikincisi
��kr�llah bin �ih�biddin imi�. Dedi ki:
� Bu sofinin ba��na bir�ok
kimseler topland�. Ve bunlar�n dahi �er'i Muhammediye muhalif nice i�leri
��ik�r oldu.
Kavuklulardan ���nc�s�
���kpa�az�de imi�. Dedi ki:
- Sual: Ahir B�rkl�ce
paralan�rsa imanla m� gidecek, imans�z m�?
- Cevap: Allah bilir
an�n ��nkim biz an�n mevti halini bilmez�z..
Fesli olan �elebi �l�hiyat
Fak�ltesi tarihi kel�m m�derrisiydi. Y�z�m�ze bakt�. G�zlerini k�rp��t�rarak
kurnaz kurnaz g�l�msedi. Bir �ey demedi.
Biz hemen atlar�m�z�
mahmuzlad�k. Ve bir ba� i�inde, bir ceviz a�ac� alt�nda, bir kuyuya sald�klar�
karpuzlar� serinletip sohbet edenleri nallar�m�z�n tozlar� arkas�nda b�rakarak
Ayd�na, Karaburuna, B�rkl�cenin yan�na vard�k.
9.
S�cakt�.
S�cak.
Sap� kanl�, demiri k�r bir b��akt�
s�cak.
S�cakt�.
Bulutlar doluydular,
bulutlar bo�anacak
bo�anacakt�.
O, k�m�ldanmadan bakt�,
kayalardan
iki g�z� iki kartal gibi indi ovaya.
Orda en yumu�ak, en sert
en tutumlu, en c�mert,
en
seven,
en b�y�k, en g�zel kad�n:
TOPRAK
nerdeyse do�uracak
do�uracakt�.
S�cakt�.
Bakt� Karaburun da�lar�ndan O
bakt� bu topra��n sonundaki ufka
�atarak ka�lar�n� :
K�rlarda �ocuk ba�lar�n�
Kanl� gelincikler gibi kopar�p
��r�l��plak ���l�klar� s�r�kleyip pe�inde
be� tu�lu bir yang�n geliyordu kar��dan ufku sar�p.
Bu gelen
�ehzade
Muratt�.
H�km� h�m�yun s�d�r olmu�tu ki �ehzade Murad�n
ismine
Ayd�n eline var�p
Bedreddin halifesi m�lhid Mustafan�n ba��na ine.
S�cakt�.
Bedreddin halifesi m�lhid Mustafa bakt�,
bakt� k�yl� Mustafa.
Bakt� korkmadan
k�zmadan
g�lmeden.
Bakt� dimdik
dosdo�ru.
Bakt� O.
En yumu�ak, en sert
en tutumlu, en c�mert,
en
seven,
en b�y�k, en g�zel kad�n :
TOPRAK
nerdeyse do�uracak
do�uracakt�.
Bakt�.
Bedreddin yi�itleri kayalardan ufka bakt�lar.
Gitgide yakla��yordu bu topra��n sonu
fermanl� bir �l�m ku�unun kanatlar�yla.
Oysaki onlar bu topra��,
bu kayalardan bakanlar, onu,
�z�m�, inciri, nar�,
t�yleri baldan sar�,
s�tleri baldan
koyu davarlar�,
ince belli, aslan yeleli atlar�yla
duvars�z ve s�n�rs�z
bir karde� sofras� gibi a�m��t�lar.
S�cakt�.
Bakt�.
Bedreddin yi�itleri bakt�lar ufka...
�
En yumu�ak, en sert,
en tutumlu, en c�mert,
en
seven,
en b�y�k, en g�zel kad�n :
TOPRAK
nerdeyse do�uracak
do�uracakt�.
S�cakt�.
Bulutlar doluydular.
Nerdeyse tatl� bir s�z gibi ilk damla d��ecekti yere.
Birden-
- bire
kayalardan d�k�l�r
g�kten ya�ar
yerden biter gibi,
bu topra��n verdi�i en son eser gibi
Bedreddin yi�itleri �ehzade ordusunun kar��s�na
��kt�lar.
Diki�siz ak libasl�
ba� a��k
yalnayak ve yal�n k�l��t�lar.
M�bal��a cenk olundu.
Ayd�n�n T�rk k�yl�leri,
Sak�zl� Rum gemiciler,
Yahudi esnaflar�,
on bin m�lhid yolda�� B�rkl�ce Mustafan�n
d��man orman�na on bin balta gibi dald�.
Bayraklar� al, ye�il,
kalkanlar� kakma, tolgas� tun�
saflar
p�re p�re edildi ama,
bo�anan ya�mur i�inde g�n inerken ak�ama
on binler iki bin kald�.
Hep bir a��zdan t�rk� s�yleyip
hep beraber sulardan �ekmek a��,
demiri oya gibi i�leyip hep beraber,
hep beraber s�rebilmek topra��,
ball� incirleri hep beraber yiyebilmek,
y�rin yana��ndan gayr� her �eyde
her yerde
hep beraber!
diyebilmek
i�in
on binler verdi sekiz binini..
Yenildiler.
Yenenler, yenilenlerin
diki�siz, ak g�mle�inde sildiler
k�l��lar�n�n kan�n�.
Ve hep beraber s�ylenen bir t�rk� gibi
hep beraber karde� elleriyle i�lenen toprak
Edirne saray�nda dam�zlanm�� atlar�n
e�ildi nallar�yla.
Tarihsel, sosyal, ekonomik �artlar�n
zarur� neticesi bu!
deme, bilirim!
O dedi�in nesnenin �n�nde kafamla e�ilirim.
Ama bu y�rek
o, bu dilden
anlamaz pek.
O, �hey gidi kambur felek,
hey gidi kahbe devran hey,�
der.
Ve teker teker,
bir an i�inde,
omuzlar�nda dilim dilim k�rba� izleri,
y�zleri kan i�inde
ge�er ��plak ayaklar�yla y�re�ime basarak
ge�er Ayd�n ellerinden Karaburun ma�l�plar�..*
(*) �imdi ben bu sat�rlar� yazarken, �Vay, kafas�yla y�re�ini
ay�r�yor; vay, tarihsel, sosyal, ekonomik �artlar� kafam kabul eder amma,
y�re�im yine yanar, diyor. Vay, vay, Marksiste bak�n...� gibi laflar edecek
olan baz� "sol" ge�inen delikanl�lar� d���n�yorum. T�pk� yaz�m�n ta ba��nda
tarihi kel�m m�derrisini d���n�p kahkahas�n� duydu�um gibi.
Ve �imdi e�er
b�yle bir istidrad yap�yorsam bu o �e�it delikanl�lar i�in de�il, Marksizmi
yeni okumaya ba�lam��, sol z�ppeli�inden uzak olanlar i�indir.
Bir doktorun
verem bir �ocu�u olsa, doktor, �ocu�unun �lece�ini bilse, bunu fizyolojik,
biyolojik, bilmemne-lojik bir zaruret olarak kabul etse ve �ocuk �lse,
bu �l�m�n zaruretini �ok iyi bilen doktor, �ocu�unun arkas�ndan bir damlac�k
g�zya�� d�kmez mi ?
Paris Komunas�n�n
devrilece�ini, bu devrili�in b�t�n tarih�, sosyal, ekonomik �artlar�n�
�nceden bilen Marks�n y�re�inden Komunan�n b�y�k �l�leri �bir �st�rap �ark�s��
gibi ge�memi�ler midir? Ve Komuna �ld�, ya�as�n komuna! diye ba��ranlar�n
sesinde bir damla olsun ac�l�k yok muydu?
Marksist,
bir �makina - adam�, bir ROBOTA de�il, etiyle, kan�yla sinir ve kafas�
ve y�re�iyle tarih�, sosyal, konkre bir insand�r.
10.
Karanl�kta durdular.
S�z� O ald�, dedi:
�� Ayaslu�, �ehrinde pazar kurdular.
Yine kimin dostlar
yine kimin boynun vurdular?�
Ya�mur
ya��yordu boyuna.
S�z� onlar al�p
dediler ona:
�� Daha pazar
kurulmad�
kurulacak.
Esen r�zg�r
durulmad�
durulacak.
Boynu daha
vurulmad�
vurulacak.�
Karanl�k �slan�rken perde perde
belirdim onlar�n oldu�u yerde
s�z� ben ald�m, dedim :
�� Ayaslu� �ehrinin kap�s� nerde?
G�ster ge�eyim!
Kalesi var m�?
S�yle y�kay�m.
Ba� al�rlar m�?
De ki vermeyim!�
S�z� O ald�, dedi:
��Ayaslu� �ehrinin kap�s� dard�r.
Girip ��k�lmaz.
Kalesi vard�r,
kolay
y�k�lmaz.
Var git al atl� yi�it
var git i�ine!..�
Dedim: �� Girip ��kar�m!�
Dedim: �-�Yak�p y�kar�m!�
Dedi: ��Ya��� kesildi
g�n a�ar�yor.
Cell�t Ali,
Mustafay�
�a��r�yor!
Var git al atl� yi�it
var git i�ine!..�
Dedim: �� Dostlar
b�rak�n beni
b�rak�n beni.
Dostlar
g�reyim onu
g�reyim onu!
Sanmay�n�z
dayanamam.
Sanmay�n�z
yand���m�
el �leme belli etmeden yanamam!
Dostlar
"Olmaz!" demeyin,
"Olmaz!" demeyin bo�una.
Sap�ndan kopacak armut de�il bu
armut de�il bu,
yaral� olsa da d��mez dal�ndan;
bu y�rek
bu y�rek benzemez ser�e ku�una
ser�e ku�una!
Dostlar
biliyorum!
Dostlar
biliyorum nerde, ne haldedir O!
Biliyorum
gitti gelmez bir daha!
Biliyorum
bir deve h�rg�c�nde
kan�yan bir �arm�ha
��r�l��plak bedeni
m�hl�d�r kollar�ndan.
Dostlar
b�rak�n beni,
b�rak�n beni.
Dostlar
bir varay�m g�reyim
g�reyim
Bedreddin kullar�ndan
B�rkl�ce Mustafay�
Mustafay�.�
�
Boynu vurulacak iki bin adam,
Mustafa ve �arm�h�
cell�t, k�t�k ve sat�r
her �ey haz�r
her �ey tamam.
K�z�l s�rma i�lemeli bir ha�a
alt�n �zengiler
k�r bir at.
At�n �st�nde kal�n ka�l� bir �ocuk
Amasya padi�ah� �ehzade sultan Murat.
Ve yan�nda onun
bilmem ka��nc� tu�una etti�im Bayezid Pa�a!
Sat�r� �ald� cell�t.
��plak boyunlar yar�ld� nar gibi,
ye�il bir daldan d��en elmalar gibi
birbiri ard�na d��t� ba�lar.
Ve her ba� d��erken yere
�arm�h�ndan Mustafa
bakt� son defa.
Ve her yere d��en ba��n
k�l� depremedi:
��ri�
Dede Sultan�m iri�!
dedi bir,
ba�ka bir s�z demedi..
11.
Bayezid Pa�a Manisaya
gelmi�, Torlak Kem�li anda bulup an� dahi anda asm��, on vil�yet tefti�
edilerek gidecekler giderilmi� ve on vil�yet betekrar bey kullar�na timar
verilmi�ti.
Rehberimle ben, bu on
vil�yetten ge�tik. Tepemizde akbabalar dola��yor ve zaman zaman acayip
���l�klar atarak karanl�k derelerin i�ine s�z�l�yorlar, hen�z kanlar� kurumam��
k�rpe kad�n ve �ocuk �l�lerinin �st�ne iniyorlard�. Yollarda, g�ne�in alt�nda,
gen�, ihtiyar erkek cesetleri serili oldu�u halde, ku�lar�n yaln�z kad�n
ve �ocuk etini tercih etmeleri kar�nlar�n�n ne kadar tok oldu�unu g�steriyordu.
Yollarda h�nk�r beylerinin
alaylar�na rastl�yorduk.
H�nk�r�n bey kullar�;
��r�m�� bir ba� havas� gibi a��r ve b�y�k bir g��l�kle k�m�ldanabilen r�zg�rlar�n
i�inden ve par�alanm�� topra��n �st�nden ge�erek, reng�renk tu�lar�, davullar�yla
ve �eng� �igane ile timarlar�na d�n�p yerle�irlerken biz on vil�yeti arkada
b�rakt�k. Gelibolu kar��dan g�r�nd�. Rehberime:
� Takatim kalmad� gayr�,
dedim, denizi y�zerek ge�mem m�mk�n de�il.
Bir kay�k bulduk.
Deniz dalgal�yd�. Kay�k��ya
bakt�m. Bir Almanca kitab�n i� kapa��ndan kopar�p ko�u�ta ba�ucuma ast���m
resme benziyor. Kal�n b�y��� abanoz gibi siyah, sakal� geni� ve bembeyaz.
�mr�mde b�yle a��k, b�yle konu�an bir al�n g�rmemi�imdir.
Bo�az�n orta yerine gelmi�tik,
deniz durmamacas�na ak�yor, kur�un boyal� havan�n i�inde sular k�p�klenerek
kay���m�z�n alt�ndan kay�yordu ki ko�u�taki resme benziyen kay�k��m�z:
� Serbest insan ve esir,
patri�i ve pleb, derebeyi ve toprak k�lesi, usta ve ��rak, bir kelime ile
ezenler ve ezilenler, nihayet bulmaz bir z�dd�yette birbirine kar�� g���s
gererek bazen el alt�ndan, bazen a��ktan a���a fas�las�z bir m�cadeleyi
devam ettirdiler; dedi.
12.
Rumeline ayak bast���m�zda
�elebi Sultan Mehemmedin Sel�nik kalesindeki muhasaray� kald�rarak Sereze
geldi�ini duyduk. Bir an �nce Deliormana ula�mak i�in gece g�nd�z yol alma�a
ba�lad�k.
Bir gece yol kenar�nda
oturmu� dinleniyorduk ki, kar��dan Deliorman taraflar�ndan gelip Serez
�ehrine do�ru giden �� atl�, doludizgin �n�m�zden ge�ti. Atl�lardan birinin
terkisinde bir heybe gibi ba�lanm��, insana benzer bir karalt� g�rm��t�m.
T�ylerim diken diken oldu. Rehberime dedim ki:
Ben tan�r�m bu nal seslerini.
Bu k�p�kleri kanl� simsiyah atlar
karanl�k yolun �st�nden d�rtnala ge�ip
hep b�yle terkilerinde ba�l� esirler g�t�rd�ler.
Ben tan�r�m bu nal seslerini.
Onlar
bir sabah
�ad�rlar�m�za bir dost t�rk�s� gibi gelmi�lerdir.
B�l��m���zd�r ekme�imizi onlarla.
Hava �yle g�zeldir,
y�rek �yle umutlu,
g�z �ocukla�m��
ve hak�m dostumuz ��PHE uykuda...
Ben tan�r�m bu nal seslerini.
Onlar
bir gece
�ad�rlar�m�zdan doludizgin uzakla��rlar.
N�bet�iyi s�rt�ndan b��aklam��lard�r
ve terkilerinde
en de�erlimizin
arkadan ba�lanm�� kollar� vard�r.
Ben tan�r�m bu nal seslerini
onlar� Deliorman da tan�r..
Filhakika bu nal seslerini
Deliorman�n da tan�d���n� �ok ge�meden ��rendik. ��nk� orman�m�z�n eteklerine
ilk ad�m�m�z� atm��t�k ki, Bayezid Pa�an�n di�er tedbirat� saibe ile ormana
adamlar b�rakt���n�, bunlar�n kararg�ha kadar sokulup Bedreddinin m�ritli�ine
dahil olduklar�n� ve bir gece �eyhimizi �ad�r�nda uykuda bast�r�p ka��rd�klar�n�
duyduk. Yani yol kenar�nda rastlad���m�z �� atl� Osmanl� tarihindeki provokat�rlerin
a�ababas� idiler ve terkilerinde g�t�rd�kleri esir de Bedreddindi.
13.
Rumeli, Serez
ve bir eski terkibi izafi:
HUZ�RU H�MAYUN.
Ortada
yere sapl� bir k�l�� gibi dimdik
bizim ihtiyar.
Kar��da h�nk�r.
Bak��t�lar.
H�nk�r istedi ki:
bu m��ahhas k�fr� yere sermeden �nce,
son s�z� ipe vermeden �nce,
biraz da �eriat eylesin ibraz� h�ner
�d�b � erk�niyle halledilsin i�.
Haz�r bilmeclis
Mevl�na Hayder derler
m�lk� acemden hen�z gelmi�
bir ulu dani�mend ki�i
k�nal� sakal�n� ilham� il�hiye e�ip,
�Mal� haramd�r amma bunun
kan� hel�ld�r� deyip
halletti i�i...
D�n�ld� Bedreddine.
Denildi: �Sen de konu�.�
Denildi: �Ver hesab�n� ilhad�n�n.�
Bedreddin
bakt� kemerlerden d��ar�.
D��arda g�ne� var.
Ye�ermi� avluda bir a�ac�n dallar�
ve bir akarsuyla oyulmaktad�r ta�lar.
Bedreddin g�l�msedi.
Ayd�nland� i�i g�zlerinin,
dedi:
� Mademki bu kerre ma�lubuz
netsek, neylesek zaid.
Gayr� uzatman s�z�.
Mademki fetva bize aid
verin ki basak ba�r�na m�hr�m�z�..
14.
Ya�mur �iseliyor,
korkarak
yava� sesle
bir ihanet konu�mas� gibi.
Ya�mur �iseliyor,
beyaz ve ��plak m�rted ayaklar�n�n
�slak ve karanl�k topra��n �st�nde ko�mas� gibi.
Ya�mur �iseliyor,
Serezin esnaf �ar��s�nda,
bir bak�rc� d�kk�n�n�n kar��s�nda
Bedreddinim bir a�aca as�l�.
Ya�mur �iseliyor.
Gecenin ge� ve y�ld�zs�z bir saatidir.
Ve ya�murda �slanan
yapraks�z bir dalda sallanan �eyhimin
��r�l��plak etidir.
Ya�mur �iseliyor.
Serez �ar��s� dilsiz,
Serez �ar��s� k�r.
Havada konu�maman�n, g�rmemenin kahrolas� h�zn�
Ve Serez �ar��s� kapatm�� elleriyle y�z�n�.
Ya�mur �iseliyor.
TORNACI �EF���N G�MLE��
Ya�mur �iseliyordu. D��arda,
demir parmakl�klar�n arkas�ndaki deniz ufkunda ve bu ufkun �st�ndeki bulutlu
g�kte sabah olmu�tu. Bug�n bile gayet iyi hat�rl�yorum. �lk�nce omuzumda
bir elin dokunu�unu duymu�tum. D�n�p bakt�m. Tornac� �efik. ��leri ���l
���l, kapkara g�zlerini y�z�me dikmi�:
� Bu gece uyumad�n galiba,
diyor.
Art�k yukardan e�k�yalar�n
zincir sesleri gelmiyordu. Ortal�k a�ar�nca onlar uykuya varm�� olmal�lar.
G�n �����nda n�bet�ilerin d�d�k sesleri de manalar�n� kaybediyor. Boyalar�
siliniyor ve ancak karanl�kta belli olan sert �izgileri yumu�uyor.
Ko�u�un kap�s� d��ardan
a��ld�. ��erde �ocuklar teker teker uyan�yorlar.
�efik soruyor:
� Ne oldun, bir tuhaf
halin var senin?
�efi�e geceki maceram�
anlat�yorum:
� Fakat, diyorum, hani
g�z�mle g�rd�m. Nah �u pencerenin arkas�na geldi. Yekpare ak bir g�mle�i
vard�. Elimden tuttu. B�t�n bir yolculu�u yan yana, daha do�rusu onun rehberli�iyle
yapt�m..
Tornac� �efik g�l�yor.
Bana pencereyi g�stererek:
� Sen, diyor, yolculu�u
Mustafan�n m�ridiyle de�il, benim g�mle�imle yapm��s�n. Bak, d�n gece asm��t�m.
H�l� pencerede..
Ben de g�l�yorum. Simavne
Kad�s� o�lu Bedreddin hareketinde bana rehberlik eden tornac� �efi�in g�mle�ini
demirlerin �st�nden al�yorum. �efik g�mle�ini s�rt�na ge�iriyor. B�t�n
ko�u� arkada�lar� �yolculu�umu� ��rendiler. Ahmed:
� Bunu yaz i�te, diyor.
Bir �Bedreddin destan�� isteriz. Hem sana ben de bir hik�ye anlatay�m onu
da kitab�n sonuna koyars�n...
Ahmedin anlatt��� hik�yeyi
i�te kitab�m�n sonuna koyuyorum.
AHMED�N H�K�YES�
Balkan harbinden �nceydi.
Dokuz ya��ndayd�m. Dedemle, Rumelinde, bir k�yl�ye misafir olduk. K�yl�
mavi g�zl� ve bak�r sakall�yd�. Bol k�rm�z� biberli tarhana i�tik. K��t�,
Rumelinin kuru, �ok bilenmi� bir b��ak gibi keskin k��lar�ndan biri.
K�y�n ad�n� hat�rl�yam�yorum.
Yaln�z, yola kadar bizimle gelen jandarma, bu k�y�n insanlar�n� d�nyan�n
en inat��, en vergi vermez, en dik kafal� k�yl�leri diye anlatt�yd�.
Jandarmaya g�re bunlar,
ne m�sl�man, ne g�vurdular. Belki k�z�lba�t�lar. Ama, tam da k�z�lba� de�il.
K�ye giri�imiz h�l� akl�mdad�r.
G�ne� batt� batacak. Yol don tutmu�. Yolda cam par�alar� gibi p�r�ld�yan
kaskat� su birikintilerinde k�z�lt�lar.
K�y�n karanl��a kar��m�ya
ba�l�yan ilk �itlerinde bizi bir k�pek kar��lad�. �ri, alacakaranl�k i�inde
kendi kendinden daha kocaman g�r�nen bir k�pek. Havl�yordu.
Arabac�m�z dizginleri
kast�. K�pek atlar�n g���slerine do�ru s��ray�p sald�r�yor.
Ben, �Ne oluyoruz?� diye
ba��m� arabac�n�n arkas�ndan d��ar� uzatt�m. Arabac�n�n k�rbac� tutan kolu
dirse�iyle y�z�me �arparak kalkt� ve y�lan �sl��� gibi ince bir �aklamayla
k�pe�in ba��na indi. Tam bu s�rada kal�n bir ses duydum:
- Hey. Vurdu�unu k�yl�,
kendini kaymakam m� sand�n?
Dedem arabadan indi.
K�pe�in kal�n sesli sahibine �merhaba� dedi. Konu�tular. Sonra k�pe�in
bak�r sakall�, mavi g�zl� sahibi bizi evinde konuk etti.
Kula��mda �ocuklu�umdan
kalan bir�ok konu�malar vard�r. Bunlardan �o�unun m�nas�n� b�y�d�k�e anlam��,
kimisine �a�m��, kimisine g�lm��, kimisine k�zm���md�r. Fakat �ocukken
yan�mda b�y�klerin yapt��� hi�bir konu�ma mavi g�zl� k�yl�yle dedemin o
geceki konu�malar� gibi b�t�n hayat�m�n boyunca m�essir olmam��t�r.
Dedemin yumu�ak, �elebice
bir sesi vard�. �tekisi kal�n, h�r��n ve inanm�� bir sesle konu�uyordu.
Onun kal�n sesi diyordu
ki:
� H�nk�r�n iradesi ve
�ranl� Molla Haydar�n fetvas�yla Serezde, �ar��da, yapraks�z bir a�a� dal�na
as�lan Bedreddinin ��r�l��plak �l�s� iki yana a��r a��r sallan�yordu. Geceydi.
�ar��n�n k��esinden �� adam belirdi. Birisinin yede�inde k�r bir at vard�.
E�ersiz bir at. Bedreddinin as�ld��� a�ac�n alt�na geldiler. Soldaki pabu�lar�n�
��kard�. A�aca t�rmand�. A�a��da kalanlar kollar�n� a��p beklediler. A�aca
��kan adam Bedreddinin uzun ak sakal� alt�ndan ince boynuna bir y�lan �evikli�iyle
sar�lm�� olan �slak, sabunlu ipin d���m�n� kesme�e ba�lad�. B��a��n ucu
birdenbire ipten kayd� ve �l�n�n uzam�� boynuna sapland�. Kan ��kmad�.
�pi kesmekte olan delikanl� sapsar� oldu. Sonra e�ildi, yaray� �pt�, do�ruldu.
B��a�� att� ve yar�s�ndan �o�u kesilen d���m� elleriyle a�arak uyuyan o�lunu
anas�n�n kollar�na b�rakan bir baba gibi Bedreddinin �l�s�n� a�a��da bekliyenlerin
kollar�na teslim etti. Onlar ��plak �l�y� ��plak at�n �st�ne koydular.
A�aca ��kan a�a�� indi. En gen�leri oydu. ��plak �l�y� ta��yan ��plak at�
yede�inde �ekerek bizim k�ye geldi. �l�y� yamac�n tepesinde kara a�ac�n
alt�na g�md�. Ama sonra h�nk�r atl�lar� k�y� bast�lar. Atl�lar gidince
delikanl�, �l�y� kara a�ac�n alt�ndan ��kard�. Hani belki bir daha k�y�
basarlar da cesedi bulurlar diye. Bir daha da d�nmedi.
Dedem soruyor:
� Bunun b�yle oldu�una
emin misin?
� Elbette. Bunu bana
anam�n babas� anlatt�. Ona da dedesi s�ylemi�. Onun dedesine de dedesi.
Bu b�yle gider...
Odada bizden ba�ka sekiz
on k�yl� daha var. Oca��n k�z�la boyad��� alaca ayd�nl�k dairenin k�y�lar�nda
oturuyorlar. Aras�ra bir ikisi k�m�ldan�yor ve bu alaca ayd�nl�k dairenin
i�ine giren elleri, y�zlerinin bir par�as�, omuzlar�ndan bir tanesi k�rm�z�la��yor.
Bak�r sakall�n�n sesini
duyuyorum:
� O gelecek yine. ��r�l��plak
a�aca as�lan ��r�l��plak gelecek yine.
Dedem g�l�yor:
� Sizin bu itikad�n�z,
diyor, h�r�stiyanlar�n itikad�na benziyor. Onlar da, �sa peygamber tekrar
d�nyaya gelecektir, derler. Hatt� m�sl�manlar�n i�inde bile �sa peygamberin
g�n�n birinde �am� �erifte g�z�kece�ine inananlar vard�r.
Dedemin bu s�zlerine,
O, birden kar��l�k vermiyor. Kal�n parmakl� elleriyle dizlerini tuta tuta,
do�ruluyor. �imdi b�t�n g�vdesiyle k�rm�z� dairenin i�indedir. Y�z�n� yandan
g�r�yorum. B�y�k d�z bir burnu var. Kavga eder gibi konu�uyor:
� �sa peygamberin �l�s�
etiyle, kemi�iyle, sakal�yla dirilecekmi�. Bu yaland�r. Bedreddinin �l�s�,
kemiksiz, sakals�z, b�y�ks�z, g�z�n bak���, dilin s�z�, g��s�n solu�u gibi
dirilecek. Bunu bilirim i�te.. Biz Bedreddinin kuluyuz, ahrete, k�yamete
inanmay�z ki, da��lan, fena bulan bedenin yine bir araya toplan�p dirilece�ine
inanal�m. Bedreddin yine gelecek diyorsak, s�z�, bak���, solu�u bizim aram�zdan
��k�p gelecektir, diyoruz.
Sustu. Yerine oturdu.
Dedem, Bedreddinin gelece�ine inand� m�, inanmad� m�, bilmiyorum. Ben,
dokuz ya��mda buna inand�m, otuz bu kadar ya��mda yine inan�yorum.
S�MAVNE KADISI O�LU
�EYH BEDREDD�N DESTANI'NA ZEYL
M�LL� GURUR
�S�MAVNE KADISI O�LU BEDREDD�N
DESTANI� risalemin d�rd�nc� formas�n�n makina tashihlerini sabahleyin matbaada
yapt�ktan sonra eve gelmi�, bu destan� yazmak i�in kulland���m notlar�,
bir hapishanede geceleri doldurulmu� hat�ra defterimi g�zden ge�iriyordum.
Art�k son formas� da
bask� makinas� alt�nda gidip gelme�e ba�l�yan risaleme bir kelime bile
il�ve edemiyece�imi biliyordum. Fakat bana bir �eyler unuttum gibi geliyordu.
Bana �yle geliyordu ki, tek bir sat�r yaz� yazd�m; fakat bu sat�r�n sonuna
nokta koymas�n� unuttum.
Vakit ��leye yak�nd�.
�afakla beraber �alkalanma�a ba�l�yan lodos, a��r bulutlar�n �st�ne bo�anmas�yla
durulmu�tu. �ok ge�meden ya�mur da dindi. G�ky�z�n�n karanl��� yol yol
yar�ld�. A��r perdeleri birdenbire d��en bir pencere gibi hava a��ld�.
Ve ben, hapishane gecelerinde
doldurulmu� bir hat�ra defterinde �Destan��m�n sonuna koymas�n� unuttu�um
noktay� aray�p dururken S�leymaniye'yi g�rd�m.
A��lan ��le g�ne�inin
alt�nda Sinan'�n S�leymaniye'si bulutlara yaslanm�� bir da� gibiydi.
Evimin penceresiyle S�leymaniye'nin
aras� en a�a�� bir saattir. Fakat ben onu elimi uzatsam dokunacakm���m
gibi yak�n g�r�yordum. Bu, belki, S�leymaniye'yi en k���k girinti ve ��k�nt�s�na
kadar ezbere, g�z�m kapal� bile g�rebilme�e al��t���m i�indir.
R�zg�r, deniz, endaml�
ince kemerleri �st�nde nas�l durabildi�ine �a��lan eski bir ta� k�pr�,
��ar�ambay� sel ald�� t�rk�s�, bir ya�l���n kenar�ndaki �oya�, b�t�n bunlar
nas�l, ne kadar bir Cami de�ilse, b�t�n bunlar�n Cami olmakla ne kadar
alakalar� yoksa, bence S�leymaniye de �yle ve o kadar Cami de�ildir; minarelerinde
be� vakit ezan okunmas�na ve has�rlar�na al�n ve diz s�r�lmesine ra�men
S�leymaniye'nin de camilikle o kadar alakas� yoktur.
S�leymaniye, benim i�in,
T�rk HALK dehas�n�n; �eriat ve softa karanl���ndan kurtulmu�; hesaba, maddeye,
hesabla maddenin ahengine dayanan en muazzam verimlerinden biridir. Sinan'�n
evi, maddenin ve ayd�nl���n mabedidir. Ben ne zaman Sinan'�n S�leymaniye'sini
hat�rlasam T�rk emek�isinin yarat�c�l���na olan inanc�m artar. Kendimi
fer�ha ��km�� hissederim.
��te bu sefer de, b�y�k
bir T�rk halk hareketi i�in yazd���m bir risalede unuttu�umu sand���m son
noktay� ararken S�leymaniye'mizi, biraz �nce ya�an ya�murla y�kanm��, a�an
g�ne�in alt�nda p�r�l p�r�l g�r�nce arad���m� birdenbire buldum. Ferahlad�m.
Buldu�umu hat�ra defterimin son sayfalar�nda okudum. Ve anlad�m ki �Simavne
Kad�s� O�lu �eyh Bedreddin Destan�� isimli risaleme; belki on sat�rl�k,
belki on sayfal�k bir zeyl yazmak mecburiyetindeyim.
***
Mevzuu bahis risalemin
sonunda �AHMED'�N H�K�YESݻ diye bir fas�l vard�r. Buldu�um ve hat�ra defterimde
okudu�um ve risaleme zeyl olarak yazmak mecburiyetini duydu�um �nokta�
bana Ahmed bu hik�yeyi anlatt�ktan sonra onunla yapm�� oldu�um bir konu�mad�r.
Bu konu�may� oldu�u gibi
a�a�� ge�iriyorum:
�D��ar�da �iseleyen ya�mura,
ko�u�un terli �imentosuna ve yirmi sekiz insan�na Ahmed hik�yesini anlat�p
bitirmi�ti. Ben:
� Ahmed, demi�tim, bana
�yle geliyor ki sen Bedreddin hareketinden biraz da mill� bir gurur duyuyorsun.
Sesime tuhaf bir eda
vererek s�yledi�im bu c�mlenin i�inde, Ahmed, �mill� gurur� terkibini birdenbire
bir kam�� gibi eline alm��, onu surat�mda �aklatm�� ve demisti ki:
� Evet, biraz da mill�
bir gurur duyuyorum. Tarihinde Bedreddin hareketi gibi bir destan s�yliyebilmi�
her milletin �uurlu proleteri bundan mill� bir gurur duyar. Evet, Bedreddin
hareketi ayn� zamanda benim mill� gururumdur. Mill� gurur! S�zlerden �rkme!
�ki kelimenin yan yana geli�i seni korkutmas�n. Lenin'i hat�rla. Hangimiz
Lenin kadar beynelmilelci oldu�umuzu iddia edebiliriz? Lenin, yirminci
as�rda beynelmilel proletaryan�n, d�nya emek�i kitlelerinin, beynelmilel
proleter demokrasisinin en b�y�k beynelmilelci rehberi, 1914 senesinde
�Sosyal Demokrat��n 35'inci numaras�nda ne yazm��t�?
E�er Ahmed, �Lenin fil�nca
mesele hakk�nda ne yazm��t�?� demi� olsayd�, herhalde aram�zda b�yle bir
sorgunun cevab�n� verenler bulunurdu. Fakat �Sosyal-Demokrat��n 35'inci
numaras� diye konulan mesele hepimizi �a��rtt�. Ve hi�birimiz 35'inci numarada
neler yaz�lm�� oldu�unu hat�rl�yamad�k. Ahmed bu �a�k�nl���m�z kar��s�nda
g�l�msedi. � Zaten o en derin ac�dan en b�y�k sevince kadar b�t�n duygular�n�
hep bu me�hur g�l�mseyi�iyle ifade eder � ve a�a�� yukar� b�t�n Lenin k�lliyat�n�n
ana fikirlerini sayfalar� ve sat�rlar�yla ta��yan haf�zas�ndan bize �u
c�mleleri okudu:
�... Biz �uurlu Rus proleterleri
mill� �uur duygusuna yabanc� m�y�z? Elbette hay�r! Biz dilimizi ve yurdumuzu
severiz, onun emek�i k�tlelerini (yani n�fusunun 9/10'unu) �uurlu bir demokrat
ve sosyalist ya�ay���na y�kseltebilmek i�in herkesten �ok �al��an biziz.
�ar cell�tlar�n�n, as�lzadelerin ve kapitalistlerin bizim g�zel yurdumuzu
nas�l ezdiklerini, onu nas�l sefil k�ld�klar�n� g�rmek herkesten �ok bize
�st�rap verir. Ve bu zul�mlere bizim muhitimizde, Ruslar�n muhitinde de
kar�� konulmu� olmas�; bu muhitin Radi��ev'i, Dekabristleri, 70 senelerinin
inkil�p��lar�n� ortaya ��karm�� bulunmas�; Rus amelesinin 1905 senesinde
muazzam bir kitle f�rkas� yaratmas�; ayn� zamanda Rus muji�inin demokratla�arak
b�y�k toprak sahiplerini ve papazlar� defetme�e ba�lamas� bizim g��s�m�z�
kabart�r...
�... Biz mill� gurur
duygusuyla me�buuz. ��nk� Rus milleti de inkik�p�� bir s�n�f yaratabildi.
Rus milleti, de be�eriyete yaln�z b�y�k katli�mlar�n, s�ra s�ra dara�a�lar�n�n,
s�rg�nlerin, b�y�k a�l�klar�n, �arlara, pome��iklere, kapitalistlere zilletle
boyun e�i�lerinin n�munelerini g�stermekle kalmad�; h�rriyet ve sosyalizm
u�runda b�y�k kavgalara giri�ebilmek istidad�nda oldu�unu da ispat etti.
�Biz mill� gurur duygusuyla
me�buuz ve bilhassa bundan dolay� kendi esir mazimizden nefet ediyoruz.
Bizim esir mazimizde pome��iklerle asilzadeler Macaristan'�n, Lehistan'�n,
�ran'�n, �in'in h�rriyetini bo�mak i�in mujikleri muharebeye s�r�klemi�lerdi.
Biz mill� gurur duygusuyla me�buuz ve bilhassa bundan dolay� bug�nk� esir
halimizden; ayn� pome��iklerin kapitalistlerle uyu�arak Lehistan ve Ukranya'y�
ezmek, �ran'da ve �in'deki demokratik hareketi bo�mak, mill� haysiyetimizi
berbat eden Romanof'lar, Bogrinski'ler, Puri�kevi�'ler �etesini kuvvetlendirmek
i�in bizi harbe s�r�klemek istemelerinden nefret ediyoruz. Hi� kimse esir
do�mu� oldu�undan dolay� kabahatli de�ildir. Fakat esaretini hakl� bulan,
onu yald�zlayan (mesel� Lehistan'�n, Ukranya'n�n v.s.'nin ezilmesine Ruslar�n
�vatan m�dafaas�� ad�n� veren) esir, yery�z�n�n en a�a��l�k mahl�kudur.�*
Lenin'den bu sat�rlar� bir solukta okuduktan sonra Ahmed birdenbire susmu�, nefes alm�� ve yine o me�hur g�l�mseyi�iyle:
� Evet, demi�ti, bizim
muhitimiz de Bedreddin'i, B�rkl�ce Mustafa'y�, Torlak Kem�l'i, onlar�n
bayra�� alt�nda d�v��en Ayd�nl� ve Deliormanl� k�yl�leri yaratabildi�i
i�in, ben �uurlu T�rk proleteri, mill� bir gurur duyuyorum. Mill� bir gurur
duyuyorum, ��nk� derebeylik tarihinde bile bu milletin emek�i k�tleleri
(yani n�fusunun 9/10'u) Sak�zl� Rum gemiciyi ve Yahudi esnaf�n� karde�
bilen bir hareket do�urabilmi�tir. ��nk� unutmay�n ki �ba�ka milletleri
ezen bir millet h�r olamaz.�
�Simavne Kad�s� O�lu
Bedreddin Destan�� isimli risaleme bir �ns�z yazmak istemi�tim. Bedreddin
hareketinin do�u� ve �l���ndeki sosyal-ekonomik �artlar ve sebepleri tetkik
edeyim, Bedreddin'in materyalizmiyle Spinoza'n�n materyalizmi aras�nda
bir mukayese yapay�m, demi�tim. Olmad�. Buna kar��l�k risalemin zeyline
k�sa bir �sons�z� yazd�m. ��yle ki:
Bana Ahmed:
� Senden bir �Bedreddin
destan�� isteriz, demi�ti.
Ben, benden istenenin
ancak bir karalamas�n� becerebildim. Daha iyisini de yapma�a �al��aca��m.
Fakat t�pk� benim gibi Ahmed'in dostu, arkada��, karde�i oldu�unu s�yliyenler,
benden istenen sizden de istenendir.
Ahmed'e, Bedreddin hareketini
b�t�n azametiyle tetkik eden kal�n ilim kitaplar�, Karaburun ve Deliorman
yi�itlerini, etleri, kemikleri, kafalar� ve y�rekleriyle olduklar� gibi
diriltecek romanlar,
Ne ah edin dostlar, ne
a�lay�n!
D�n� bug�ne
bug�n� yar�na ba�lay�n!
diyen �iirler, boyalar� kahraman tablolar l�z�m.
(*) Lenin K�lliyat�, bask� 1935, cild 18, sayfa 80, 81, 82, 83'de (Ruslar�n mill� gururu) isimli makaleyle � ki bu makale 1914 senesinde �Sosyal Demokrat��n 35'inci numaras�nda ��km��t�r � Ahmed'in o g�n bize haf�zas�ndan okuyup derhal terc�me etti�i sat�rlar� bil�hara kar��la�t�rd�m. Ahmed ezbere okuyup terc�me etti�i par�alar�n yaln�z c�mle kurulu�lar�nda baz� de�i�iklikler yapm��. Fikirde hi�bir hata olmad��� i�in ben Ahmed'in terc�mesini aynen ald�m.